#thevoidmagsummer18

Dans ve Mimarlık

Her bir sanat dalının, paylaştığı ortak özelliklerin olduğuna, en az bir noktada her zaman buluştuklarına ve birbirlerini tamamladıklarına inanıyorum. Müzik, resim, heykel, dans, mimari… Hepsinin kendine özgü bir dili ve disiplini vardır ancak birbirlerini besleyerek oluştukları ve geliştikleri yadsınamaz. Aynı zamanda, ortak değerlere ve etkileşimlere de sahiplerdir. Kendi alanlarında, bu ortak değerlerin, paylaştıkları temel noktaların çeşitlenmiş veya yeni anlamlar katılarak dönüştürülmüş hallerini bizlere sunarlar. Bunlar göz önüne alındığında dans ve mimarlığın ortaklaşalığını tartışabiliriz.

Bu iki sanat dalının ortak paydaları olduğunu ve basit gibi görünen ancak oldukça temel birkaç benzer unsurdan faydalandıklarını söyleyebiliriz. Mimarlıkta ele aldığımız mekân, mekânın tanımlanması, bedenin hareketi, bütünlük, ritim vb. kavramların dansta da temel alındığını görürüz. Her ikisi de en temelde mekânı kullanıp dönüştürerek hem kendisini hem de mekânı yeniden tanımlar. Mimarlıkta mekânın tanımlanması ihtiyaca, algıya, yönelime ve deneyime göre çeşitlilik gösterir. Beden ve bedenin hareketi esas alınır. Beden ve hareket dans disiplini için de temel noktadır. Dansçı beden hareketleri ve onun oluşturduğu formlar ile mekânı tanımlar, deneyimler ve mekânda bir kompozisyon yaratır. Dans eden birey yaratılan kompozisyona ve oluşturulan senaryoya kendini adar. Dış dünyadan kopar ve hikâyenin içerisine girer. Yepyeni bir ruh hali ve algılama potansiyeline sahip olur. Bu sayede bedeni, onun oluşturduğu hareketler bütünü ve içerisinde bulunduğu ruh hali ile mekânı yeniden çözümler, ona yeni bir anlam katar ve yeniden yaratır.

Benzer şekilde mimarlıkta, mekânın bireye sundukları, deneyimletmek istedikleri dışında, bireyin de mekâna katkısı vardır. İnsan, o anki algısı, algısındaki değişimleri veya o mekânda ürettiği farklı şeyler ile mekâna yeni anlamlar katabilir. Bireyler, içerisinde bulundukları duygu durumuna göre veya hafızalarının onlara sunduklarıyla mekânı farklı yorumlayabilirler. Bu da aslında bize mekânın sadece somut olarak tanımlanamayacağını, önemli ölçüde soyut bir anlam da taşıdığını gösterir. Sonuçta şunu söyleyebilirim ki, mekân ve insan birbirlerine göre tekrardan şekillenebilir.

Vurgulayan, biçimlendiren, yön veren, sınırları belirleyen… Temel unsur olan mekân her ne kadar önemli ise, dans ve mimarlıkta ışığın rolü de o kadar büyüktür. İkisi de ışık ile kendini tamamlar. Mimarlıkta ışık, yapay veya doğal, mekâna anlam katar, onun algılanma şeklini değiştirir ve tasarlandığında bir elemanın veya yüzeyin vurgulanmasında etkili olur. Benzer şekilde dansta da ışık ile koreografide bedenin hareketleri arasında bir diyalog söz konusudur. Hareketlerle anlatılmak istenen durum, ışık ile çeşitli şekillerde vurgulanır ve böylece ışık ile farklı anlamlar kazandırılır.

Dansın olmazsa olmazlarından müzik, müziğin ritmi, oranı… Müzik ve ritim dansı anlamlandıran, onun devamlılığını sağlayan, bedeni şekillendiren ve ona yön veren önemli bir tamamlayıcıdır. Ritim sayesinde uyum, denge ve bütünlük yakalanır. Benzer ve farklılaşan ritimler ile beden hareketlerinin meydana getirdiği formlar söz konusudur. Ritmin zaman zaman tekrar etmesi veya oranlarının değişmesi ile dansçı tekrarlı hareketler oluşturur veya değişimi hissederek hareketlerini farklılaştırır. Tüm bunlar bir bütünü oluşturur ve dansta sürekliliği sağlar. Peki ya mimarlıkta?

Ritim mimariyi canlı kılan, mekâna hareket katan unsurdur. Bir yapıdaki formların tekrarlanışı, mekân içerisindeki öğelerde, mimari elemanlarda ilişkilerin tekrar etmesi ya da oransal açıdan değişmesi ile bir ritmin varlığından söz edilebilir. Yapısal elemanların birbirleriyle olan ilişkisi, dengesi, oranları, birlikteliği ve zaman zaman bağımsızlaşması bir bütün oluşturur. Bu bütün içerisinde de birey sürekliliği yakalar.

Bu iki sanat dalının kendilerine özgü bir dili ve disiplini olsa da en temelde mekân ile bedenin diyaloğunu baz alırlar.

 

“ Ne yalnızca senin olan sabit bir yer, ne bir form, ne de yalnızca sana özgü olan bir işlev verdik…”                                                              ( Pico– The Renaissance Philosophy of Man)

 

 

Referanslar:

https://polen.itu.edu.tr/handle/11527/13120

http://www.mimarlarodasiankara.org/dosya/dosya17.pdf

http://www.arkitera.com/gorus/749/mimarlik-ve-muzik-uzerine

 

Final Jury

After a long study process since the second pre jury, the final jury was done. We continued the same process and developed our field study,  until the final.  Addition to the construct, I drew some sections and prepared  poster for the final jury.

For the final, I kept my strategy, scenario and some tactics same, just added some new design decisions. My strategy is allowing the contrast by providing continuity. The contrast relates with the characteristics of the field parts. I have the field parts that one of has gradually changing and other has sharply changing feature. Therefore, according to that quality, I developed a scenario that was about the spaces. In the field part which has gradual changes, include spaces that has visual relations in various levels. In other words, I changed the degree of visual relation to achieve more various visual relation. In sharply changed part, there are also variations in terms of visual relation but the degree of it is not change. The linear elements and semi transparent elements have a role on the visual relation. The linear elements belong to the field, are part of the field and they create  forms. To achieve various levels in visual relation, I changed the sequence of the linear elements, also, I used semi transparent elements with and without the linear forms (overlapping condition) and changed their transparency levels too.

finalconstruct1

On the other hand, the most important condition is flow. There is a flow in the construct. I tried to achieve flow of the continuous spaces. The flow is provided with a given HINT. The construct take that hint from where the two field part come together. The construct take that hint from the openings and thicker planar elements. So that, the construct can not spread all the field parts.

maket2maket3

Besides, the other forms that belong the field and consist of the planar elements help to provide the continuity. Additionally, the individual spaces have a texture, Han can stand on the texture and the field gives a reaction when it see the texture.

arch112_finalposterofARCH102_aycasaribay.jpg

                                                      This is the poster of the final

 

Apart from this, I am very happy to achieve my goal and end it up this term and the final much better than I expected. I am very glad to get the results of my studies.